ESMA , 17

Esma, 17 yaşında, uzun saçlı, alımlı bir genç kız... 

Esma kısa süredir annesiyle beraber Ödemiş’te yaşıyor. Ödemiş’ten nefret ediyor çünkü burada hiç arkadaşı yok. Ödemiş’te yaşamaya mecburlar çünkü geçen sene Esma’nın babası kanserden hayatını kaybettikten sonra hemşire olan annesi ancak Ödemiş’te bir özel hastanede iş bulabilmiş. 

Esma babasının ölümünden dolayı tüm dünyaya öfkeli ama en çok da kendine. Babasının 3 yıl süren hastalığı süresince kendini kitaplara, eğitimlere veriyor. Babasını iyileştirebilmek için her tür tedaviyi araştırıyor. Bu süreçte o kadar ilerliyor ki, bir tıp okulundan üstün yetenek bursu dahi alıyor ama bunların hiçbiri babasının ölümüne engel olmuyor. Bunun üzerine Esma doktorlukla ilgili hayallerine veda ediyor. Bursu kabul etmek için son iki haftası ama kağıtlar boş masasında duruyor.

Esma aslında oldukça mücadeleci, sosyal ve güçlü bir kız ama yaşadıkları onu öfkeli bir genç kıza dönüştürmüş. Olaylar karşısında dramatik bir tavır almaktan ziyade isyankar bir tavır alıp içine dönmüş. Kendindem emin, güvenli ve cool bir kız.

BERK , 17

Berk 17 yaşında, atletik yapılı , yakışıklı ve havalı bir çocuk... 

Berk ailesiyle beraber İstanbul’da oldukça lüks bir evde yaşıyor. Odasında her türlü son model elektronik eşya var. Zaten hiç bir zaman istediği ikiletilmemiş. Babası iş adamı, annesi ev hanımı. Haftanın büyük bölümünde ya yurtdışındalar ya da önemli bir yemekte ama yoklar. Berk’in sürekli onlara varlığını hatırlatması gerekiyor. 

Berk okulda herkesin parmakla gösterdiği popüler çocuk ve basketbol takımının kaptanı ama takım arkadaşları tavırları nedeniyle Berk’le oynamaktan memnun değil. 

Berk hayatı boyunca pek bir şey için çaba göstermediğinden dolayı elindeki hiç bir şey onu mutlu etmiyor. Sevgisiz ve ilgisiz büyüdüğü için insanlara karşı güvensiz ve hırçın. Öfkesini başkalarına takındığı ukala ve kibirli tavırların arkasına gizlemeye çalışıyor. Aşırı kendine güvenli görüntüsünün ardında aslında kırılgan bir genç adam yatıyor çünkü en ihtiyacı olan sevgi ve takdirden yoksun. 

HASAN, 17

Hasan 17 yaşında, cılız, ufak tefek, yaşını göstermeyen Bitlisli bir çocuk... 

Hasan Bitlis’in Tatvan ilçesindeki evlerinde, annesi, babası ve 6 kardeşiyle beraber yaşıyor. Gecekondudan bozma 2 odalı bir ev. Hasan ve kardeşleri aynı odada uyuyor. 

Hasan okuldan sonra babasının tamirhanesine yardıma gidiyor. Babasının artık elleri titrediğinden işleri onun yapması lazım. Sonuçta o evin en büyük erkek çocuğu. Gerekirse kardeşlerine de o bakacak. Zaten tamirhanede çalışmak onun için bir sorun da değil. Hem pek arkadaşı da yok, başka ne yapacak ki..

Hasan ileride uzay mühendisi olmayı hayal ediyor oysa çevresinde uzay mühendisinin ne olduğundan haberdar kimse yok. Hem zaten daha Bitlis’I bile görmemişken İstanbul’da üniversite okumak onun için bir hayal. 

Hasan hiç gizli saklısı olmayan, zeki ve bir o kadar da saf bir ve iyi niyetli bir çocuk. Şiveli konuşur, aklına geleni olduğu gibi söyler. Çok okuduğu ve incelediği için bir sürü konuda değişik bilgiler bilir.

BEKIR ÇAVUŞ , 45

Bekir 40’lı yaşlarda bir savaşçı, bir asker... Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinden. Vaktinde köyünde tarımcılık yaparmış. Okuma yazma bile bilmez ama bir çok okumuşu cebinden çıkarır. Filozof gibi adam. Herkes bir çok konuda ona danışır. Çok da tatlı bir aile babasıymış vaktinde ama Balkan Harbi döneminde karısını ve 3 çocuğunu kaybetmiş. Köyünü yakmışlar... 

Balkan harbinden sonra Çanakkale’ye gönüllü gelmiş. Hep cephede ön saflarda savaşmış, korkusuzca...  Ta ki 1 ay önce omzundan yaralanana kadar. Yarası ağır diye Bekir’i evine göndermişler ama o gitmemiş, çünkü artık dönecek bir evi, bekleyeni yok. Bu yüzden elinde silahıyla arazide düşmanla tek başına çarpışarak iyileşmeyi beklemeye karar vermiş. İyileşsin ki birliğine geri dönebilsin, tekrar savaşabilsin..

Bekir her şeyden çok içindeki intikam hırsını ehlileştirmeye çalışıyor. Aklında hep aynı soru; neden savaşıyoruz? Savaşırken savaş üzerine düşünüyor. Savaşa sebebiyet verip iki insanı birbirini öldürmekten başka çare bırakmayacak şekilde karşı karşıya getiren bu sisteme kızıyor. 

Boylu poslu, havalı ve soğuk tavırlarıyla başta çocukların çekindiği bir adam. İlişkileri geliştikçe onlar için havalı bir abi- baba figürüne dönüşüyor. 

MEHMET ONBAŞI, 25

Mehmet 25 yaşında, İstanbullu okumuş bir ailenin oğlu. Darülfünunda Fen enstitüsünde elektrik mühendisliği son sınıfta okurken gönüllü olarak savaşa katılmaya karar veriyor.

Mehmet’in gelecekten ümitleri, beklentileri var ve çok idealist bir adam. Bir gün iyi bir mühendis olmak, memleketin ileri medeniyetlerle yarışır konuma gelmesine yardımcı olmak istiyor. 

Mehmet daha yeni evli. Emine, 3 aylık gebeyken savaşa gelmiş. Emine, öğretmen okulunda okuyor, 3-4 aya öğretmen çıkacak. O zaman savaş da bitmiş olacak ve çocuklarını barış dolu bir dünyaya doğuracaklar. 

Ülke kızıştıkça Mehmet’in içi içini yiyor. En sonunda gönüllü orduya yazılmaya karar veriyor. O kadar kararlı ki, Emine hiç itiraz etmiyor ve Mehmet onbaşı olarak muhabere birliğine atanıyor.

Mehmet konaklarda yaşamış, yabancı dil bilen ve yabancı ülkeler görmüş gerçek bir İstanbul beyefendisi ama kendini diğerlerinde hiç soyutlamıyor, aksine kendini onlarla tamamen eşit görüyor.  

SEMİHA HEMŞİRE, 20

Semiha 20 yaşında, Afyon’un Sandıklı ilçesinde yaşayan göçmen bir ailenin kızı.  İlkokul okumuş, az biraz okuma yazma biliyor. 

Eşi Ömer’in Çanakkale’de vefat ettiğini öğrenince ailesinden gizli Çanakkale’ye gönüllü olarak gelmiş. Hem de gebe haliyle.. Ömer’i ancak bu şekilde yaşatabileceğini düşünmüş..

Semiha güçlü bir kadın. Kandan korkmaz, kolay kolay ağlamaz, sızlanmaz, fazlasıyla cesur... En kötü durumda bile olaylara pozitif bakacak bir yan bulur. Her gece rüyasında elinde tüfekle düşmanla savaştığını görüyor. Ona göre evde oturup ölüm haberlerini beklemek ölmekten daha zor. Semiha, ne olursa olsun insanın olanlara adapte olup yaşamdan anlam çıkarabileceğinin bir kanıtı.  

SAKA HÜSEYİN

Saf görünümlü komik bir adam. Her gün seyyar hastanedeki askerlere su getiriyor. Matrak bir yapıya sahip olduğu için, herkesçe sevilen, dertten anlayan biri. 

AHMET ASKER

Ahmet, 16 yaşında ,ufak tefek bir asker. Saf ve cahil bir çocuk. İyi niyetli olsa da biraz patavatsız ama çok da sempatik. Okuma yazma bilmiyor. Onbaşı Mehmet’in mühimmat aracındaki askerlerinden biri. 

ALBAY REMZİ

7.Tümen’in komutanı. 40’lı yaşlarda, kısa boylu, kır saçlı biri. Otoriter bir yapıya sahip, ileri görüşlü bir  adam. Çok savaş görmüş, çok asker kaybetmiş. Bu nedenle vatanı savunmak onun için her şeyden önce geliyor. 

GENERAL COX

Anzak kampının komutanı. 55 yaşlarında kır saçlı, uzun boylu bir adam. Sert mizaçlı, otoriter bir yapıya sahip. Askerlerin çekindiği, beklenmedik tepkileri olan bu açıdan biraz tutarsız hareket eden ancak dediğim dedik yapısıyla son derece kararlı biri.

OLIVER

30’lu yaşlarda, uzun boylu sarışın, mavi gözlü bir adam. 

MATTHEW

20’li yaşlarda, uzun boylu sarışın, yeşil gözlü bir adam

EYÜP

7. Tümen’deki askerden biriBekir’in cepheden arkadaşı. 

ESMA ANNE (TÜRKAN)

Türkan 40’lı yaşlarda, sevecen bir kadın. Evin tüm yükünü omuzlamış. Eşi ölünce işi dolayısıyla Bursa’dan Yalova’ya taşınmışlar. Bu yüzden kızı Esma’nın kendisine tepkili olduğunun farkında. Ancak geçim sorunu onu bu seçimi yapmaya itmiş. Acısını zorunlu olarak içine gömmüş ve hayata devam etmeye çalışıyor. Hoş, neşeli ve sempatik bir kadın.

HASAN BABA (HÜSEYİN)

Hüseyin, 50’li yaşlarda, doğma büyüme Bitlis’li, kısa boylu, hafif göbekli, kır saçlı, bir adam. Hasan’ın babası. Elektronik cihazları tamir ettiği küçük bir atölyesi var. Hastalıktan dolayı artık elleri titriyor ve ailenin tüm yükünü yavaş yavaş Hasan’a aktarıyor.

BERK ŞOFÖR

50’li yaşların sonunda, hafif göbekli, kır saçlı babacan tavırlı bir adam. Berk’in şoförü. Berk’in ailesi ile bir takım sorunlar yaşadığının farkında. Bu yüzden ona babasının olmadığı kadar yakın ve anlayışlı davranıyor. 

MAHALLENİN ÇOCUKLARI (HASAN’A SATAŞAN 3 ÇOCUK)

Mahallenin çocukları. Üçü de Hasan’ın cılız yapısına oranla ondan biraz daha uzun ve yapılılar. Hasan’ı kendilerine bir eğlence unsuru gibi görüyorlar. Astımı olduğu için Hasan’a sataşmaktan zevk alıyorlar. 

CAN

17 yaşında, uzun boylu bir çocuk. Berk’in basketbol takımındaki arkadaşı. 

SALİH

20’li yaşlarda, uzun boylu bir adam. Çanakkale Savaşı’nda yaralanmış ve bir bacağını kaybetmiş. 

YAŞLI TEYZE

60’lı yaşlarda, kısa boylu, hafif kilolu bir kadın. İki oğunu savaşta kaybetmiş. Kuşçu Ali’nin annesi. Çanakkale Savaşı’nda herkes köyü terkedip gitmiş. Bir tek o kalmış köyde. 

ADİL (ESMA BABA)

Esma’nın babası. Kanser olduğunu öğrenmesine karşın hayata karşı hep pozitif olmuş, inançlı ve mücadeleci bir adam. 

YAŞLI HASAN

Hasan’ın çarklı sistemde karşılaştığı 60’lı yaşlardaki hali. Bilge bir havası var. Hasan’ın gelecekte olmak istemediği halini yansıtıyor.